Travma

Travma

American Psychiatric Association’a göre ise travma kişilerin hayatlarında olumsuz durumları deneyimlemeleri olarak düşünülebilir. Travma yaşayan kişiler doğa olaylarına (kasırga, deprem, toprak kayması vb.)  tacize, şiddete, savaşlara, kazalara, bir başkası tarafından tehdit edilmeye maruz kalabilirler. Kişiler travma esnasında kendilerini yalnız ve biçare hissedebilirler. Yaşanılan travma sonrasında kişilerin günlük yaşamlarında aksaklık meydana gelebilmektedir. Travma yaşayan kişiler daha sonrasında akut stres bozukluğu, tepkisel bağlanma bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, borderline, bipolar gibi pek çok ruhsal hastalık geliştirebilirler. Bu hastalıklardan en çok rastlananı ise travma sonrası stres bozukluğu olarak görülmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu toplumsal olarak görülme sıklığı %1 ile %14 aralığında değişmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu çocuklarda özellikle doğa olayları sonrasında görülme sıklığı oldukça fazladır. %2 ve %100 aralığına sahiptir. Çocuk ve ergenler travmaya maruz kaldıklarında travma sonrası stres bozukluğu geliştirme ihtimalleri artmaktadır.

Travma yaşamış kişiler çeşitli tepkiler vermektedirler. Yaşanılan olaydan belli bir süre sonra kişilerde travma sonrası stres bozukluğu tepkileri görülebilir. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler olay sonrasında yaşamlarına adapte olmakta zorlanmaktadırlar. Yaşanılan durumu sürekli zihinlerinde tekrar tekrar düşünmektedirler. Bu nedenle travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin hayatı olumsuz etkilenebilir. Kişiler bu süreç içerisindeyken hayatlarına tekrar adapte olabilmeleri adına bir uzmandan destek alabilir. Gerek duyulduğunda ise bir psikiyatrist tarafından ilaç desteği alabilir.

Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerde;

-Yaşadıkları travma sonrasında sürekli sıkıntı ve huzursuzluk hali,

-Yaşanılan travmatize eden olayı sürekli yeniden yaşıyormuş gibi hissetme,

- Yaşanılan olayı hatırlatacak herhangi bir durumdan kaçınma isteği vb. durumlar görülebilir.

Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerle  Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)  ve son zamanlarda sıkça baş vurulan  EMDR (göz hareketleri ile duyarsızlaştırma) yöntemi kullanılarak oldukça olumlu sonuçlar elde edilmektedir.